herşeye dair ne varsa
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  ANNE VE BEBEK
  TEKNOLOJİ & BİLİM
  OYUN DÜNYASI
  => İnceleme
  => Transformers: Revenge of the Fallen
  => SAS: Secure Tomorrow
  => Harry Potter and the Half-Blood Prince
  => Bionic Commando
  => Top 10 Games
  => Haberler
  SİNEMA KUŞAĞI
  HAYVANLAR ALEMİ
Harry Potter and the Half-Blood Prince

Neden? Neden olmuyor bir türlü? Bu bir gelenek midir? Filmlerden uyarlanan oyunlar hep başarısız olmak zorunda mıdır? Aksine, hazır bir senaryo, karakterler ve aklıma gelmeyen 1000 türlü malzeme ile diğer tarz oyunlardan daha başarılı olmaları gerekmez mi film oyunlarının? Hani malzemeleri de ucuz malzemeler olsa... Özellikle EA Games, film oyunlarını kasıtlı olarak kötü yapıyor diye düşünmeye başladım artık. EA Games’in bu zamana kadar yaptığı ve benim oynama şansı bulduğum film oyunları arasında sadece Battle for Middle-earth serisi ilgimi çekebildi ki bu seri bile gerçek zamanlı strateji sınıfındaki diğer oyunların gölgesinde kalmaktan öteye gidemedi.

EA Games’in ısrarla sürdürdüğü bir diğer seri de Harry Potter. İlk oyununu, yani Harry Potter and the Philosopher’s Stone’u yıllar önce oynadığımı, kısa bir süre sonra sıkıldığımı ama sırf inat olsun diye bitirdiğimi (Nedense...) gayet net hatırlıyorum. Sonraki oyunlara ucundan kıyısından bakma fırsatım oldu ve başıma gelecekleri bildiğim için bu oyunların üzerinde pek durmadım. Üç geldi, beş gitti derken serinin altıncı oyunu olan Harry Potter and the Half-Blood Prince (HP6) çıktı ve yakama yapışıverdi. Bu oyundan çok şey bekliyor muydum? Hayır. Artık altıncı adımda olan bir seriden adam olmasını beklemek doğru mudur? Bilemem. Yine de Harry’yi bir kez daha ama bu sefer oyunu oynarken eğlenebilmek umuduyla monitörümde ağırlamak istedim. Sonuç ne oldu? Yine hüsran...

Harry Potter and the Half-Blood Prince

Voldemort dayak yemekten ne zaman bıkacak?

Oyunun, filmiyle paralel olan hikayesi şöyle: Harry, Hogwarts’taki altıncı yılına adımını atmıştır. Karanlık Lord Voldemort’un geri döndüğünü Hogwarts Sihir Bakanlığı’na kanıtlayan Harry, bakanlık tarafından “seçilmiş kişi”, yani Lord Voldemort’u ortadan kaldırabilecek tek kişi olarak ilan edilir. Harry, aynı zamanda Gryffindor’un Quidditch takım kaptanı olmuştur. Profesör Dumbledore, yaklaşan Voldemort tehlikesini sezmektedir, Harry’yi bu tehlikeye karşı hazırlamak için gayret göstermeye başlayacaktır ve bu konuda yardımının dokunacağını düşündüğü Profesör Horace Slughorn’u tekrar Hogwarts’a çağırır. Voldemort tehlikesi bir yana dursun; öğrenciler, ergenlik çağının beraberinde getirdiği yeni duyguların kırıntılarını içten içe hissetmeye başlamışlardır. Hogwarts’ta artık buram buram aşk kokmaktadır.

Az önce söylemiştim ya, bu oyundan çok şey beklemiyordum diye; düşündüklerimde yanılmadığımı anlamam için oyunu yaklaşık bir saat kadar oynamam yetti. O bir saat içinde oyunun bütün olayı ortaya çıktı: Quidditch maçları, büyü düelloları, iksir yapmak, büyük ve küçük crest’leri toplamak; hepsi bu kadar. Koskoca bir Harry Potter içeriği, seri halinde tam altı adet oyun ve hatta Harry Potter filmleri ve romanlarından sonra HP6’nın tüm içeriği bunlardan ibaret. HP6’yı sonuna kadar inatla oynayıp bitirdim ve avucumda yine bunlardan fazlası yoktu. Hala “Ben bu oyunu ısrarla merak ediyorum!” diyorsanız, buyurun oyunla ilgili detaylara beraber bakalım.

 

Harry Potter and the Half-Blood Prince

Snitch kaçıyor, yakalayın!

“Harry Potter” deyince akla gelen ilk şeylerden biri de şüphesiz ki Quidditch karşılaşmalarıdır. Uçan süpürgelerine binmiş yedişer oyuncuya sahip olan iki takım karşı karşıya gelir. Bu oyunculardan biri tutucu, ikisi vurucu, üçü kovalayıcı ve sonuncusu da arayıcıdır. Kovalayıcılar, Quaffle denen topu rakip takımın çemberlerinden geçirmeye çalışırlar ve çemberlerden geçen her top, o takıma 10 puan kazandırır. Tutucular, kalecilik görevindedirler ve kendi takımlarının çemberlerini korurlar. Vurucuların görevi, Bludger denen ve oyuncuları süpürgelerinden düşürmeye çalışan topları kendi takımlarından uzaklaştırmak ve karşı takımın oyuncularına yönlendirmektir. Son olarak arayıcının görevi ise Snitch ismindeki kanatlı altın topu yakalamaktır. Bu topu yakalamanın ödülü 150 puan olduğu için Snitch’i yakalayan takım direkt olarak maçın galibi olur. HP6’daki Quidditch maçlarında, Gryffindor takımının kaptanı ve yakalayıcısı olan Harry’le oynuyoruz ve amacımız da tabii ki Snitch’i yakalamak. Yapmamız gereken tek şey ise kocaman yıldızların içinden geçmek. Eğer zaman kaybedersek yıldızların rengi yavaş yavaş yeşilden kırmızıya dönüyor ve maçı kaybediyoruz. Yolumuza çıkan ufak tefek engelleri atlatıp yıldızların içinden geçmeyi de ihmal etmediğimiz zaman Snitch’i yakalıyor ve böylece maçı da kazanmış oluyoruz. Oldukça tekdüze ve sıkıcı...

Oyunun büyük bir bölümü, karşımıza çıkan madalyonları (Hogwarts Crests) toplamakla geçiyor. Madalyonlara kimi zaman gizli saklı köşelerde, kimi zaman yetişemeyeceğimiz yükseklikteki duvar oyuklarında, kimi zaman da yabani bir bitkinin kuşatması altında rastlıyoruz. Gizli saklı köşelerdeki madalyonları bir şekilde buluyoruz, yüksek duvarlara gömülü olanlar içinse o meşhur büyüyü kullanıyoruz: Wingardium Leviosa! Etraftaki koltukları veya çanak çömlekleri bu büyü sayesinde yerlerinden kaldırıp madalyonlara doğru fırlatıyoruz ve hedefi tutturursak madalyon hanemizdeki sayı artıyor. Yabani bitkilerin içine gömülü olan madalyonlar için de farklı bir büyümüz var: Incendio! Bu büyü sayesinde yabani bitkileri yakarak bitkilerin hapsettikleri madalyonları cebimize atıyoruz. Bu madalyonların mini versiyonlarını toplama görevi de yine bize ait. Etraftaki bazı nesnelerin etrafında bir ışık huzmesi varsa o nesneye doğru yaklaşıp mouse’un sol tuşuna iki defa tıklamamız yeterli oluyor. Mini madalyonların belirli bir miktarı, bir tane büyük madalyona denk geliyor. Büyük madalyonların sayısı arttıkça da yeni özellik ve ödüller kazanıyoruz. Bence tam bir işkence!

Profesör Slughorn’un Hogwarts’taki görevine tekrar dönmesiyle Harry ve diğer öğrenciler HP6’da büyülü iksirler yapmayı öğreniyorlar. Büyülü iksirleri yapmak için önünüzde duran kazanı kullanıyorsunuz. İksirin tarifi ise ekranın sağındaki bir listede bulunuyor. Gerekli malzemeleri kullanarak, kazandaki sıvıyı karıştırarak veya kaynatarak sonuca ulaşmaya çalışıyorsunuz. Eğer haddinden fazla malzeme kullanır, kazandaki sıvıyı fazlaca karıştırır veya kaynatırsanız mor renkli bir duman kütlesiyle yüz yüze geliyorsunuz ve önce bu duman kütlesini ortadan kaldırmanız gerekiyor. Bir cadı adayı olarak iksir yapmak, HP6’nın zevk aldığım yegane bölümü oldu.

 

Harry Potter and the Half-Blood Prince

Asanı çek ve dikil karşıma!

HP6’nın aksiyon bölümünü büyü düelloları oluşturuyor. Harry’nin büyülü asasıyla rakibimize ateş topları fırlatabiliyor, ateş toplarından daha etkili olan büyüler yapabiliyor ve savunma kalkanları oluşturabiliyoruz. Sadece saldırmak yeterli olmuyor elbette ki. Rakibimizin yolladığı büyülerden “Q” ve “E” tuşlarını kullanarak kaçabiliyor veya etraftaki nesneleri birer kalkan olarak kullanabiliyoruz. Topladığımız madalyonlar ve yaptığımız bazı iksirler sayesinde düellolarda kullanacağımız enerji miktarımızı artırmamız da mümkün.

Hogwarts’ta dolaşırken Quidditch Kulübü, Düello Kulübü, İksir Kulübü ve İzci Kulübü (!) gibi çeşitli kulüplere üye olabilir, bu kulüplerdeki aktivitelere katılarak oyunun süresini biraz daha uzatabilir; hatta bu kulüplerin her birinin şampiyonluk unvanlarını ele geçirmek adına mücadele verebilirsiniz. Bu kulüplerle fazlaca haşır neşir olmak ve bunun sonucunda ödül olarak gümüş ve altın rozetler kazanabilmek de elinizde. Hiç uğraşmayıp oyunu bitirmek istediğinizde ise yardımınıza Nick yetişecek. “N” tuşuna bastığınızda Hogwarts’ın dramatik hayaleti yardımınıza koşacak ve sizi bir sonraki görevinize götürecek.

Açıkçası, bu yazıya başlarken HP6 hakkında bu kadar çok şeyden bahsedeceğimi düşünmemiştim ama fark ettim ki uzun bir yazı olmuş. Bu uzunluk sizi aldatmasın ve bu oyuna gönlünüzü kaydırmasın sakın! Harry’i seviyor, sayıyorum ama bir daha oyun dünyasında karşıma çıkmamasını temenni ediyorum. Umarım EA Games yakarışlarımı duyar...


level.com

 
   
Bugün 2 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol